b.a.f. Kıdemli Üye

Kayıt Tarihi: 27-Temmuz-2010 Ülke: Turkiye Gönderilenler: 2855
|
Gönderen: 05-Temmuz-2012 Saat 23:19 | Kayıtlı IP
|
|
|
Şu günlerde bahar yağmurları muson tadında artık bardaktan boşalmayı
bırakıp kovadan inmeye başlasa da havalar ısınıyor efendim. Yaz kapının
eşiğinde, arada bir içeri bakıp göz kırpıyor. İçimize dolan bahar
enerjisi, bizi de kıpraştırıyor ve aynı eşikten dışarı bakıp tatil
planlarına ya da haftasonu kaçamaklarına göz dikiyoruz. İstanbul’un
kaosunu biraz geride bırakıp, tabiattaki bu değişimin tadını almak
hepimizin içinde bir çağrı halinde ve aradığınız numaraya ulaşabilmeniz
için birkaç öneride bulunmak isteğindeyim.
Tatil planlarınızı
en iyi siz bilirsiniz. Bu yüzden, daha çok hafta sonlarınızı
değerlendireceğiniz kısa kaçamaklar konusunda fikir vermek, size daha
yardımcı olur düşüncesindeyim. Şu sıralar benim hafta sonlarımın mutlaka
bir günü, ya bir doğum günü ya da bir nişan-düğün olayı ile rezerve
olduğundan, sizde de böyleyse diye, günübirlik kaçışlara odaklanarak
başlayacağım. Haritayı alıp karşıma İstanbul’a pergelin bir ucunu koyup,
öteki ucunu ise yaklaşık iki saatlik bir yolculuk mesafesi olarak
açıp, bir daire çiziyorum. İçindekiler :

Taraklı / Göynük : Şener Şen’in rol aldığı reklamdaki Mümkünlü
Kasabası aslında Taraklı’nın kendisi. Biraz siması göz önünüze gelir mi
bilmiyorum. İpek Yolu’nun uğrak yeri olmasından dolayı Taraklı bir
zamanlar epey hareketli bir yerken bugünlerde tarih ve yeşillik dolu,
huzur veren bir ilçemiz. Osmanlı sivil mimarisini yansıtan cumbalı ve
renk renk evleri, Çakırlar Konağı, Vali Konağı, Mimar Sinan’ın eseri
Yunus Paşa Camii, Tarihi Hamam, Rüştiye Mektebi, Akşemsettin Camii gibi
mimari yapılar bu gezi rotasını adeta açık hava müzesi kıvamında
betimliyor. Karadeniz edasında doğanın en güzel yeşil tonlarını içinize
çekip duracağınız gezide soluğunuzun biraz kesilmesi için Çubuk
Gölü’ne uğrayın ve değirmenlerin fotoğraflarını çekmeden dönmeyin.

Kıyıköy: Tarihi kaynaklarda hakkında bol bol bahsedilen
Kıyıköy, tabiatı ile fotoğrafçılara ve doğa hayranlarına zenginlikler
sunan bir lokasyondur. Papuçdere ve Kazandere ırmaklarının kıvrıla
kıvrıla Karadeniz’in hırçın dalgaları ile buluştuğu bir coğrafyada
kuruludur. Roma ve Bizans döneminde sayfiye yeri olarak kullanılmış bir
kasaba olduğundan mimarisinde bu döneme ait izler taşır. Osmanlı’da
ise av gezilerinin düzenlendiği bir yerdir ve kasaba dinlenme ve
konaklama amaçlı kullanılır. Roma’yı yakan Neron da zamanında
Kıyıköy’ün müdavimlerindendir. Kale-kent kıvamında bir kasaba olmasının
yanı sıra, Trakya şaraplarının zamanında Avrupa’ya yüklendiği bir
liman kentidir aynı zamanda. Doğa yürüyüşlerinin yanı sıra, ilginiz
varsa kamp kurabileceğiniz, yan yana dizili kumsallarından denize de
girebileceğiniz Kıyıköy ve civarını, görmediyseniz mutlaka tavsiye
ederim. Kayalara oyularak inşa edilen Aya Nikola Manastırı’nı da
görmeden dönmeyin.

Ballıkayalar Tabiat Parkı: Eğer niyetiniz bol bol doğanın
içinde yürüyeyim, fotoğraflar çekeyim, sıcaklarsam ayaklarımı serin
sulara sokayım ve medeniyete dair pek de bir şey görmeyeyim ise,
Ballıkayalar’da baldan tatlı bir gün geçirebilirsiniz. Yanınıza kumanya
almayı ihmal etmeyin. Benim en sevdiğim trekking rotalarından biridir
burası. İstanbul’a hem çok yakın, hem de oradayken İstanbul’dan çok uzak
hissedebileceğiniz, en el atında yer olabilir kanımca. İki dağı
ortadan yaran bir vadi boyunca uzanan, zemindeki düzgün kayaların
üzerinden akan bir ırmak boyunca yürüyorsunuz. Karşınıza ara ara
göletimsi birikintiler çıkıyor. Kamp yapabileceğiniz kendi
kıyılıklarınızı bulabilirsiniz. Dilerseniz yürüyüş boyunca serin
sularda serinleyin, piknik yapın, ufak şelalelerde uzun pozlamalı
fotoğraflar çekip akışları karelerinize yansıtın. Parkın içerisinde
atmaca, alacakarga, hüthüt ve bülbül gibi farklı kuşlar karşınıza
çıkarsa şaşırmayın. Dilerseniz basit kaya tırmanışları ile kendinize
ufak zirve mutlulukları da yaşatabilirsiniz.

Karaburun/Duru Göl: Terkos barajı’nın oluşturduğu Duru Göl ve
barajın Karadeniz’e açıldığı kıyıda bulunan Karaburun hem denize
girebileceğiniz, hem de yiyip içip gezebileceğiniz bir lokasyon.
Durugöl etrafında farklı kasabalar mevcut. Buraları gezerken biraz
patikaları ve ormanın içine açılmış itfaiye yollarını kullanmanız
gerekecek ama inanın buna değer. Piknik yapmak, kamp kurmak, fotoğraf
çekmek, doğa yürüyüşleri yapmak için çok güzel bir rota olacaktır.
Dilerseniz programınızı iki güne çıkartıp buradan Kıyıköy’e ve
İğneada’ya uzanan bir rota çizebilir ve aynı hafta sonunu daha da
zenginleştirebilirsiniz.

Ağva:
İki derenin arasına kurulu, sırtını yemyeşil ormanlara dayayan bir
Karadeniz ilçesi size her zaman doğanın en güzel kesitlerini sunacaktır.
Ağva’da ise bunlardan biraz fazlası mümkün. İstanbul’a olan yakınlığı
ve popülaritesi sebebiyle işletmecilerin de yaratıcılıklarını
kısıtlamayan bu ilçede, çok farklı atraksiyonlar sizleri bekliyor. Dere
boyunca yapacağınız tekne gezileri sizi büyülemezse, oksijenden
karnınız acıkmıştır. Yoksa başka bir izahatı olamaz. Bu durumda organik
sebzelerden muhteşem mezelerin ve taptaze deniz mahsullerinin tadına
bakacağınız birçok restaurant sizi beklemekte. Tabi ben mangal severim
diyorsanız da birçok alternatifiniz hazır. Denize girebileceğiniz
muhteşem bir lokasyondur aynı zamanda burası. Doğal ürünler alışverişi
yapabilir, civarındaki köylerde Romalılar’dan kalma mağara, kilise gibi
yerleri gezebilir ve muhteşem dekorlu otellerinde dilerseniz
konaklayabilirsiniz. Bir de Gelin Kayası’na uğrayın, güzellikleri sizi
bekliyor olacak.
Efendim bu yukarıda saydıklarım haricinde İstanbul’a yakın bir çok
gezi rotası daha mevcut. Sizi daha fazla sıkmadan diğerlerini sadece
başlık olarak veriyorum. Mürefte, Kefken/Kerpe, İznik, Mudurnu,
Trilye/Mudanya, Kocaeli Beşkayalar Tabiat Parkı, Erikli Yaylası, Aras
Şelalesi, Değirmendere Serindere, Nüzhetiye Şelalesi, Aytepe ve Marmara
Ereğlisi günübirlik gezebileceğiniz diğer yerler arasında. Sizi bol
keyifli günler dilerim. İyi seyirler.. http://www.myfikirler.com/hafta-sonuna-gunubirlik-gezilecek- yerler.html
|