b.a.f. Kıdemli Üye

Kayıt Tarihi: 27-Temmuz-2010 Ülke: Turkiye Gönderilenler: 2855
|
Gönderen: 15-Temmuz-2013 Saat 02:29 | Kayıtlı IP
|
|
|
İstanbul defterini kapatalı birkaç gün oldu. Yeni hayatıma bir Akdeniz
şehrinde devam edeceğim. Tüm hatıralarımı, yaşadıklarımı, sevdiğimi
İstanbul’da bıraktım ve geldim. Diyeceksiniz ki İstanbul gibi güzel bir
şehir bırakılır mı? Güzellik yetmiyor işte maalesef. Sadece tek bir şey
yeterli olacak kadar basit olsa hayat...
Mersin’i seçtim. Mersin hem yaşamak için uygun bir şehirdi hem de yeni
işim artık burada olacaktı. İnsanları da sıcak hem. Sevdim Mersin’i.
İnsanlarını da sevdim. Yaralarımın sarılmasına tamamen ilaç olamayacak
olsa da burası, görünen o ki beni bayağı bir iyileştirecek. Umutluyum.
Evim sahile çok yakın. Evimin bir sokak aşağısı cadde. Yaz akşamları
çok şenlikli, kalabalık, insan dolu olur bu cadde. Mersin’in en gözde
restoranları, otelleri, düğün salonları da bu cadde üzerindedir.
Mersin’e taşınalı iki gün oluyor. Yeni taşındığım için de evi hemen
yerleştiremedim. Yemeğimi dışarıda yiyeyim dedim. Mersin’in şu
bahsettiğim meşhur sahiline indim. Orada bir Mersin Restaurant
vardı. Rastgele girdiğim bir yerdi fakat iyi ki “rastgele” girmişim. Bu
kadar güzel yemekleri belki de hayatımda ilk defa birarada görüyor ve
tadıyordum. Sonradan öğrendim ki burası Mersin’lilerin resmen gurur
kaynağı restoranıymış. Mersin’e gelen turistlerin Mersin’i dünyaya
tanıtma sebebiymiş. Bana soracak olursanız bir gurur kaynağından
fazlası. Burada insan çektiği acıları bile unutur. Bir de bir dost
olsaydı karşımda, içseydik şöyle karşılıklı. Ne iyi olurdu...
Mersin Restaurant’ta yedim içtim. Tek başıma. Bir yan tarafta da Mersin Düğün Salonu
vardı. Günlerden Cumartesi. Malum düğün olmadan olur mu? Halay sesleri,
neşeli çığlıklar Mersin Restaurant’ı dolduruyordu. Mersin Restaurant
bence yan tarafta düğün olmadığı zamanlar daha güzel. Yine acılandım
şimdi. Yine hatırlamak istemediğim anılara yolculuk yaptım.
Şu Mersin düğünleri
zaten. Yeniden sevmeden Mersin düğünleri bana zehir zıkkım olacak
anlaşıldı. Hani unutacaktım? Hani yeni bir hayattı? Desenize değil
Türkiye dünyanın bir ucu da olsa kurtulamayacağım...
|